6 Mart 2010 Cumartesi

Evine Dön Lone Scherfig
An Education Üzerine...


Lone Scherfig ne yapmış bu sefer diye düşünerek !fistanbul 9. AFM Bağımsız Filmler Festivali'nde An Education (Aşk Dersi) u izlemeye gittim. Ve ardı ardına izlemiş olduğum başkaca filmlere selam gönderen bir yapımla karşılaştım. Yer yer Ölü Ozanlar Derneği, yer yer Mona Lisa Smile ı anımsatan havası ile kendi kısırdöngüsüne kapılmış olan ve bağımsız bir duruşa bürünememiş Scherfig bu sefer. Ama bu onun hoşuna gitmiş olacak ki Altın Küre, Oscar derken bütün dünyada tanınır hale gelmeyi başardı.


An Education bize izlediğimiz filmi hangi perspektiften okumamız konusunda yardımcı olamıyor. Bakış açıları önümüze seriliyor ama bir duruş kazanamıyor ne yazık ki. Ne yazık ki demek zorundayım çünkü "Yeni Başlayanlar İçin İtalyanca" ve "Wilbur Ölmek İstiyor" filmleriyle daha kendi halinde ve söylemek istediklerini abartıdan uzak ve daha mütevazı bir dille aktaran bir yönetmen için kayda değer bir bocalama yaşanmış. Bunu bağlayabileceğim en sağlam nokta da bu hikayeyi anlatırken kendi coğrafyasının uzağına düşmüş olması. An Education bir dönem filmi ancak 1960 larin Londrası'na hapsolunarak anlatılması zorunlu bir öykü de değil. Lone Scherfig Danimarka sınırları içerisinde kendi dilinde, eleştirmek istediği sistemi ya da bağlanılması kaçınılmaz olan kurumsal yapıları içine de bir tutam aşk kırıntıları ekleyerek anlatsaymış hikaye daha da bir karakteristik yapıya bürünebilirmiş. Görsel anlamda ve oyunculuklarda belki bir problem yok ama bir filmin belkemiği olan senaryo sallanmış da sallanmış. Sallanan senaryoyu da çoğu zaman başarıyla kotarılmış sanat yönetmenliği ve fonda bize dinletilen müzikler toparlamaya çalışmış. Filmi izlerken Carrey Mulligan'ı saçlarını topladığında hep birine benzetip durdum zira bir türlü çıkaramadım ama sonradan farkettim ki apaçık ortada olan bir Audrey Hepburn tasviriydi bu. Dönemsel olarak çakışmış mı bilemem - ki buna da gerek yok - hoş bir selam duruş görüntüsünde perdeye yansıdı. Hepburn'ün masumiyeti Mulligan'ın zerafetiyle bütünleşmiş ve 1960 lara yakışan bir tablo oluşturmuş.


Filmde aile çekirdeğinin önemine ya da önemsizliğine de değiniliyor elbette. Ama işte tam da bu noktada beli bükülmüş olan senaryo bir türlü doğrultulamıyor. Alfred Molina'yı kızları için en iyisini - neye göre- , en doğrusunu - kime göre - isteyen baba rolünde izliyoruz. Carrey Mulligan'ın canlandırdığı karakter özgürlüğüne düşkün haliyle ve yaşının ötesinde sergilediği olgunlaşma görüntüsüyle ilgi çekici ve sevilesi bir hale bürünmüş filmin içinde. Ama biraz sıyrılalım duygularımızdan ve tam da orta yerinden bir dalış yapalım anlatılan hikayenin içine dersek tam da bu noktada tatmin olamıyoruz. Babanın tam olarak ne istediğini de anlayamıyoruz kızlarının bu kadar özgür olup da yine de kendini aile baskısı altında hissetmesini de. Garip bir çelişki var derken anne karakteri olup bitenleri dengelemeye çalışıyor. Kuzey Avrupa sinemasının kendine has üslubu olmasa da her şeye rağmen sıcak bir havası var An Education' un. Oscar rakipleriyle de yanyana geldiği zaman en ayrıcalıklı olanı diyebiliriz.



Ama hiçbir şey Lone Scherfig'e duyduğum özlemin daha da pekişmesine engel olamadı. Dogma manifestosundan nerelere gelindiğinin güzel bir kanıtı oldu An Education. Belki Lars Von trier de ihanet etti altına imza attığı manifestoya ya da ihanetten öte bir yenilenme süreci geçirdi - ki bence böyle - ama yine de uzak düşmemişti kendine. Hiçbir Trier filmi izledikten sonra özlemimi daha da filizlendirmemişti. Lone Scherfig'i şu günlerde aldığı ödüllerden dolayı tebrik ediyoruz. Ama bir bardak çay içmek isterse de onu balkonumuzda her zaman misafir etmeye hazırız.
Yönetmen: Lone Scherfig
Senaryo: Lynn Barber, Nick Hornby
Görüntü Yönetmeni: John De Borman
Müzik: Paul Englishby
Oyuncular: Carey Mulligan, Emma Thompson, Alfred Molina, Peter Sarsgaard
Yapım: 2009, İngiltere, 95 dk, Renkli

2 yorum:

  1. Filmden en çok aklımda kalan replik "hareket kişiliktir" oldu. Eğer hareket etmiyorsak bu bizim sıkıntıdan ölmemize neden olabilir, o nedenle harekete geçmek şart. Ama tam olarak neyi eleştirdiğini bilemeyen bir film olmuş senin de dediğin gibi. An Education gibi iddiali bir isim daha fazlasını hakediyor sanırım. Peter Sarsgaard ve Alfred Molina'nın oyunculuklarına da buradan saygılarımı göndermeyi bir borç bilirim. Zaman zaman bana bir oyun izliyormuşum gibi hissettirdikleri için.

    Deniz Şahin

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler Deniz yorumun için. Aynı zamanda blog sayfamı ziyaret etmen beni çok mutlu etti. Geçmişe dair varolan kuvvetli bir sıcaklığı hatırlattı.

    YanıtlaSil