21 Mayıs 2013 Salı

Almodovar Eşiğinde Eski Günlere Dönüş Provası
"Aklımı Oynatacağım" Hakkında...

Almodovar'ın eski günlere dönüş niteliğinde olan ve birazcık da unuttuğumuz gülümseme modunu bize hatırlatmaya çalıştığı son filmi "Aklımı Kaçıracağım" görücüye çıktı. Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar ve Kika ile başladığı bol kahkahalı dönemlerine bir yenisini daha eklemek istemiş belli ki. Ama bu konuda eskiye nazaran ne yazık ki düşük bir performans sergiliyor. Grotesk mizah anlayışı bu filmde fazlasıyla belden aşağı esprilere veya cinsel takıntılara yenik düşmüş. Görsel Çıplaklık yok filmde fakat ifadelerin biraz aşırıya kaçmasının altı doldurulamayınca anlatım çizgisi yoldan çıkmaya başlıyor. Benim icin bu filmdeki en keyif verici noktalardan biri çoğu Almodovar filmindeki oyuncuların biraraya gelmiş olmasıydı. Özellikle Penelope Cruz ve Banderas'lı 5 dk bile Almodovar nostaljisini ortaya koyuyor. Uçak olarak mekan seçimindeki parlak zeka ve yönetmenin bu dar alanı kullanışındaki ustalık da fark ediliyor filmde. Uçak görevlilerinin biraz fazla zorlama karakter çizimleri olmasa, doğal olanın komikliği üzerine biraz daha fazla gidilseydi ve güldürmek için seçilen çıkış noktaları biraz daha farklılaştırılabilseydi Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar dan beri Almodovar cephesinde çekmiş oldugum özlem bir nebze azalabilirdi. Komedinin demek ki daha zor bir iş olduğunu tekrar deneyimlemiş oldum. İçinde Yaşadığım Deri den sonra biraz sert bir tepe taklak olmuş diyeceğim ama filmler arası kulvarlar da oldukça farklı.



Sonuç olarak yer yer eğlenceli,  zaman zaman güldürebilen bir seyirlik var karşınızda. Benim gibi Almodovar' ı da dert etmiyorsanız seversiniz belki.

12 Mayıs 2013 Pazar

Pieta

Biraz tek taraflı düşünürüz ama sonra empati yapıyoruz yapıyorum yapıyorlar mı acaba diye düşünürüz. Kendimizi dinledigimizi zannederiz ama yok öyle de olmaz. Bu filmi anlatmaya hangi kelimeleri seçerek başlayacağımı inanın bilemiyorum. Kimine göre saçmaladım belki ama empati kelimesini kullanarak bi çıkış yolu bulunabilir belki. Ama ben ilk başta o yola da girmeyi tercih etmeyeceğim sanırım. Haneke nin Aşkı hakikaten tüm oyunları nasıl bozduysa Kim Ki Duk da acı çekme intikam ve sevgi üzerine birçok ezberi bozuyor. Belki klişe ama hep dediğim bir şey vardır ne anlattığın değil nasıldır önemli olan. Sonunu belki çok kolay da tahmin ediyor olabilirsiniz ama hikayenin anlatılıs biçimi ve sessizlik içindeki yoğun diyaloglarla gelen çığlıklar sizi gerdikçe geriyor. Kim ki duk ayni zamanda kamerayı kullanış biçiminde de farklılık yaratmış. Karakterlerin nokta vuruşlu hareketlerini adım adım takip etmemizi sağlıyor bu kendini geliştirme tekniği. Velhasıl kelam izleyin...

Yönetmen: Kim Ki Duk